28 Kasım 2016 Pazartesi

Hayat devam mı etmeli? 


Bazı anlar vardır; her şey durur, her şey anlamını yitirir… Yani monoton bir gün içinde yaptığın tüm eylemler, söylediğin sözler, hissettiklerin manasızlaşır. Çünkü karşında çok daha güçlü bir olay ve çok daha güçlü bir his vardır.

Hayat zor ama bir şekilde alıştığımız, yaşayıp gittiğimiz bir olaylar silsilesi. Ama ölüm… Her şeyin gerçek anlamını bulduğu, kulağa soğuk gelse de hepimizin yaşayacağı malum son. Ve aslında gerçek sevgiliye kavuşmak.

Ama ölüm gerçekliğini birden, hiç ummadığın anda hem de çok sevdiğin biriyle yaşayınca gerçekliği çok başka. Birden yüzüne çarpan bir tokat gibi ya da bir duvara toslamak..

Ve diğer taraftan devam eden bir “hayat.” Yani saçma da olsa yapmak zorunda oldukların ya da “hayat devam ediyor” sözleri.. İşte tam da bu anlarda “hayır, hayat devam etmesin, biraz dursun, biraz beklesin, yormasın” diyor insan. Ama hepimizin ezbere bildiği üzre “hayat devam ediyor.”

Böylesi büyük ve gerçek olaylar üzerine konuşmak, yazmak elbet zor ama birini, çok sevdiğin birini bir daha göremeyeceğini bilmek, onunla bir daha konuşamamak, birlikte gülememek… O yüzden kıymet bilerek yaşamak sanırım bütün mesele. Çünkü 68 yaşındaki dayımın dediği gibi "hayatına dönüp bakınca insan en çok yapamadıklarına üzülüyor."   

Ve yine sanırım dünyaya dair en doğru tanım da bu, "Bir ayrılık, bir yoksulluk/yoksuzluk, bir ölüm."