1 Eylül 2020 Salı

Sayıklamalar - 2

Gün içinde bazen öyle anlar oluyor ki bir anda her şey gözüme çok kolay, çok yapılabilir hatta hemen yapılmalı gibi geliyor. Anlık bu heyecan ve yükselme hali hayata karşı umudumu da artırıyor. Tamam diyorum önce şunu yaparım, sonra da şuna başlarım. Yapılacakları bulmakta pek de zorlanmıyorum, sanırım hep aklımın bir köşesinde asılı durdukları için. Sonra "bir şey" ya da "bir şeyler" oluyor; o heves, o heyecan pıt diye gidiveriyor. Anlık yükseliş ve sönüşlerle devam eden bir döngü rutine karışıp gidiyor. 

Hayatın basit anlarını yakalamayı, o anlardan keyif almayı seviyorum. Çok uyamasam da planlar yapmayı, yaptığım planlardan son anda vazgeçmeyi, hüznün içindeki mizahı, beni her halimle seven ve kabul eden, benim de her halini sevdiğim insanlarla bir araya gelmeyi, geçmişi bazen hüzünle yad ederken birbirimize yıllar sonra yaptığımız itirafları, "birkaç sene önce böyle değildim artık böyle de hissediyorum" diyerek yapılan sohbetleri, hayatlarımızı, anılarımızı, anlarımızı gözden geçirmeyi ve bunu tüm içtenliğimizle yapabilmeyi seviyorum. 

Heyecanı, merak duygusunu seviyorum mesela. Çok büyük olaylar olmasına gerek yok, küçük detaylara da heyecanlanmayı, bazı şeylerin ne şekilde devam edeceğini ya da edemeyeceğini merak ediyorum. 

Kaliteli insanları seviyorum; değerleri olan, bulunduğu yeri güzelleştiren, oraya renk katan, tüm canlılara karşı sevgi ve merhamet besleyen en azından bunun için çabalayan.

Sevmediklerim var bir de; her şeyi bildiğini sanan, yargılayan, bilmeden araştırmadan eleştiren, vara yoğa konuşan, yoran. İnsanın ruhunu emen herkesten ve dahil her şeyden uzak durmaya çalışıyorum. 

Peki ya siz, bilinçaltınızda neleri sayıklıyorsunuz? 





 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder