Hikâyemden notlar #5


· Ömrümün belki de en uzuuuun süreçlerinden biri mutlu sonla bitti! Akademik dünya için küçücük, kendi minik dünyam için büyük bir adım olarak yüksek lisans tamamlandı. Hevesle başlayıp sonrasında iş nedeniyle askıya almak zorunda kaldığım süreç, "bitmeyecek galiba, heralde atılırım" korkularıyla devam ederken son dönemde gelen yeni bir heyecanla tamamına erdi. Elbette bu süreçte başta ailem, sonra hayatımdaki güzel insanlar ve elbette çok değerli danışman Hocam bu yolculuğu kolaylaştırıp güzelleştirdi; vesileyle hepsine yeniden teşekkürlerle... En güzel an savunma kısmıydı sanırım, insanın emek verdiği ve sevdiği bir şeyi bitirip onun üzerine konuşup anlatması; son zamanlardaki en büyük heyecan ve kendimi iyi hissettiğim anlardan biriydi. Dileyen herkesin yaşamasını isterim. Akademik hikâyenin devamı gelir mi? Cevabı ben de merakla bekliyorum :) 

·  Ocak ayından bu yana başka değişiklikler de oldu. Misal, iş değişikliği değil ama dört yıldır çalıştığım bölümden farklı bir bölüme geçtim. Beklemediğim bir anda gelen bu durum, "vay be olaylar hızla gelişiyor demek ki" dememe sebep oldu. Özetle söylemem gerekirse, iş hayatında en büyük şansım hep iyi insanlarla çalışmam sanırım. Güzel bir ekipten başka güzel bir ekibe geçmenin somut hali de aşağıdaki gibidir :) 

Haberler gerçek olayları içerir - tabii bazı abartılarla beraber :) 



  • Yeni bir sürece başlamadan önce, yine aylar öncesinden planlandığı üzere kuzen-dostlarla mini bir kaçamak yaptık. Mardin-Urfa-Antep üçgenindeki bu gezide, kafa ve gönlü tazelemekle beraber, "bu memleket güzel, bu memleketin güzel insanları var" deyip durdum. Çünkü bir yere gidip görmeden, orayı birkaç gün de olsa yaşayıp hissetmeden kulaktan dolma sözlerle hüküm vermek boşa. O nedenle, imkân varken gidebildiğimiz kadar gidip görmeli, insanlar tanımalı ve hayata aşina olmalıyız, naçizane...


Eski Mardin


Bu meze tabağıyla kafayı yedik dostlar, yöreye özgü şahane tatlar..


Halfeti, Savaşan Köyü - Urfa


Tahmis Kahvesi - Antep


Antep tek kelime ile "yemek ve ötesi", bu güzel de meşhur katmer (sütle içiniz) 


  • Nisan ayında ise iş sebebiyle bir yurt dışı kaçamağım oldu. “Hem ticaret, hem ziyaret” mottosuyla geçen bu süreçte kendimi bir nebze "resetlediğimi" hissettim. Yeşilin bol olduğu yerlerde gezdikçe insanın doğaya hasretini derinden hissedip, iki yeşil görünce mutlu olan yüzleri (benimki de dahil) yeniden görmüş oldum. Bir de insanı ön planda tutan şehir yaşamını gördükçe "biz neden kendimize bu işkenceyi yapıyoruz?" diye içlendim. 

Dornbirn, Avusturya 


Teleferikten bakış.. 


Vaduz Şatosu, Lihtenştayn 


Münih, Almanya


Zürih, İsviçre



  • Sanat-sepet işlerine gelirsek, Amin Maalouf'un "Yolların Başlangıcı" kitabı, son zamanlarda okuduğum en iyi kitaptı. Maalouf'u, Doğu'dan Uzakta kitabıyla tanıyıp diline ve hikâyesine bayılmıştım. Sonrasında en bilinen eserlerinden sayılan Semerkant'la daha bi' sevip, Yolların Başlangıcı ile daha bir pekişti bu sevgi. Yolların Başlangıcı'nın farkı ise, Maalouf'un bu kitapta kendi aile geçmişini anlatması. Babasının ölümüyle beraber kendisine kalan aile mektupları, fotoğraflar ve belgeler eşliğinde yazar, aile hikâyesini dedesi ve erkek kardeşi üzerinden keşfedip yazmaya karar veriyor. Osmanlı döneminden başlayan hikâyenin Küba'ya dek uzanan yolculuğunu belgeler, yerinde incelemeler ve kendi hisleriyle anlatıyor. Kitabı okurken yaşama yazıyla somut belgeler bırakmanın önemine yeniden dikkat kesiliyorum. Bambaşka birinin hikâyesine tanıklık ederken kendi hikâyemi de düşünüyorum. Öldüğümde ardımda neler bırakabilirim diye. Sonra bu işi bizde hepimizin yerine yapan, ailenin hikâyesini tutan kuzenim geliyor aklıma, çok yaşasın! 





  • "Herkes Biliyor" (Todos lo saben) de tavsiye filmlerden. Asghar Farhadi yönetmenliğindeki filmin en güzel yanı başrolde Javier Bardem ve (eşi) Penélope Cruz'un olması, benim için resmen "muhteşem üçlü". Bu filmin benim için önemli olmasının bir sebebi de, filmin çekimleri devam ederken Madrid havaalanında Asghar Farhadi ile karşılaşıp fotoğraf çektirmemdir. Normalde sevdiğim ünlüleri görsem de gidip tanışmaya ya da fotoğraf çektirmeye acayip çekinirim, resmen içime kaçarım. Ama ilk kez sevdiğim bir ünlüyle tanışıp fotoğraf çektirdim ki kişisel tarihimde tatlı bir anı olarak kalacak. Bu arada, çok mütevazı ve tatlı biri olduğunu da eklemeliyim. Gönül Javier Bardem'i de görmek isterdi ama "deli gönül" bu, neler istemez ki :)

"O an" :) Kasım 2017..

Yine orada olmak istediğim anlardan.. 


  • Son olarak oldukça ses getiren mini dizi Chernobyl ve ikinci sezonu eli kulağında olan Big Little Lies da bayram tatilinde silip süpürdüklerimden. Chernobyl yapımına diyecek laf yok, cidden kaliteli bir iş, izlerken oradaymışsınız gibi hissedip soğuk Sovyet havasını da soluyorsunuz bir bakıma. Çernobil olayı her zaman ilgimi çekmiştir. Hayatın sona erdiği bu yasak bölgeye özel izinle giren fotoğrafçıların çektiği fotoğraflar hep ilgimi çekmiştir mesela. Gerçi bir dosttan aldığım bilgiye göre, artık bu bölgede turistik geziler de yapılıyormuş tabii özel izin olaylarıyla. Aslında Çernobil'e merakım kendi çevresiyle beraber Türkiye'de özellikle Karadeniz bölgesine olan etkisiydi. Doğu Karadenizli bir ailenin bireyi olarak ne yazık ki kanserden kaynaklanan ölümler sülalemizde ve çevremizde epeyce şahit olduğumuz acı tecrübeler. Bunda Çenobil'in etkisi de malum. O nedenle diziyi daha bir ilgiyle izledim. Elbette, dizinin Amerikan yapımı olması bazı noktalarda kafada soru işaretleri bırakıyor ama yaşanan acı gerçek tabii ki ortada. Sosyal medyada “HBO'dan Vietnam Savaşı ve Hiroşima ile ilgili yapımlar da bekleriz” şeklinde yorumlar vardı. Olur mu ya da ne kadar gerçekçi olur merak konusu. 
  • Big Little Lies ise, sır ve yalanlarla ilgili, özellikle son dönemlerin modası olduğu üzere dışarıdan süper görünen hayatların aslında o kadar da süper olmadığı, her şeyin uzaktan başka göründüğüne dair güzel bir yapım. Kadro sağlam, hikâye merak uyandırıcı ve ne yazık ki taciz, kadına şiddet gibi konuları işlemesi açısından da dikkat çekici. İkinci sezonda Meryl Streep sürprizi de yerinde, yani ki beklemedeyiz.. 

Şahane bir intro (Michael Kiwanuka - Cold Little Heart)

  • Son söz olarak, yeni ve hep daha güzel hikâyelere... 



Yorumlar

Popüler Yayınlar