18 Eylül 2016 Pazar

Bir Girit hikayesi


Bilen bilir Girit’in bendeki yerini ya da şöyle diyeyim bilmeyenler de bu yazıyla öğrenecek…

Herkesin hayatında ayrı bir yeri olan bir dönemi, bir yolu, bir yeri ya da zamanı vardır elbet, benim içinse bu kavramların tam karşılığı Girit’tir. Abarttığımı düşünebilirsiniz ama o dönem için ben hep ‘hayatımın en güzel ve en huzurlu 4,5 ayı’ diyorum. Hani yenilendiğinizi, dinginliğe kavuştuğunuzu ya da tam olarak kendinizle baş başa kaldığınızı hissedersiniz ya öyle bir şey ya da henüz yaşamadıysanız yaşamanızı dilediğim bir süreç. Benim için her şeyden önce aciz bir insan olarak tek başıma çıktığım bir yolda hep inandığım gibi ‘ne olursa olsun Yaradan’ın benimle beraber olduğu’ inancımın güçlenerek karşılık bulması. (Yıllar sonraki buluşma için http://antikahayat.blogspot.com/2017/01/ve-yeniden-giritte-evet-en-son-girit-e.html#more)

Rethymno Venedik Limanı


17 Eylül 2016 Cumartesi

Wes Anderson filmlerini sevmek üzerine


Bu yazımda size ABD’li yönetmen Wes Anderson’un filmlerini öveceğim. Evet bildiğiniz öveceğim çünkü seviyorum. Sevdiğim şeyleri övmeyi severim, gerekli eleştiriyi de yaparım elbette.

Wes Anderson filmlerindeki tüm karakterlere ait bir çalışma


15 Eylül 2016 Perşembe

Evet, antikadır hayat!


İlk yazı hep zordur. Aslında en zoru ilk cümledir, nasıl başlayacağını bilemezsin çünkü. Basit ve kısa olması iş görür belki de.

Neyse efendim, neden mi buradayım?


Ahkâm kesmek için. Evet, naçizane istediğim her konuda ahkâm kesmek istiyorum. ‘Ahkâm kesmek’ fiilini olumlama çabası belki de. Burada bir ‘ahkâm işleri’ kurar, başına da ben geçerim. Bu ahir ömürde kendime bu kadar bir kıyağım olsun.

Neden mi ‘antika hayat’?


Bu belki de başka bir yazının konusu olabilir ama özet geçmek gerekirse Kasımpaşa’da bir antika dükkanının önünden geçerken o vitrinin çağrıştırdığı bir kalıp bu benim için. Hani bir an için bulunduğun yer ve zamandan bağımsız olarak başka bir yer ve zamanda hissedersin ya kendini, bende de öyle bir etki yaptı sanırım bu dükkan. Belki de sevdiğim her şeyde bir ‘antikalık’ olduğundan çekmişti beni bu denli.

Malum antika dükkanı


Kısa deyip sözümü yememek adına burada kesiyor ve bu sayfada neler olacağını ben de heyecanla bekliyorum.  

Not: İlk çayın ve ilk yazının günahı yoktur, bence ;)