30 Haziran 2017 Cuma

Yalnızlık denemeleri 


Bazen öyle bir an oluyor ki sanırsın böyle uçacağım yani anlamsız bir sevinç, her şeyi yapabilirim en azından her şeyi yapmaya yeltenebilirim gibi anlar. İşte bu anlarda içime bi' yaşama hevesi, birikmiş işleri bitirme, en zor işlere girişme, en önemlisi de yapmak istediğim her şeyi yapma güdüsü geliyor ama yazık ki kısa süreli bu his hep en olmadık zamanlarda, olmadık yerlerde buluyor beni sonra da geçiyor zaten. Neyse efenim, yine de yaşamayı seviyoruz çok şükür, hani başımıza geldiyse elimizden geleni de yapmaya çabalıyoruz diyeyim. 

Bir de bu zamanlar pek içli dışlı olduğum "yalnızlık" kavramından bahsetmek isterim. Malum, iş güç, kalabalık vs derken insanın "kendi kendine" kalabilmesinin zor olduğu günlerdeyiz. Biraz daha kişisele girersem, yalnızlık kendimi bildim bileli sevdiğim ve sanırım yaşım geçtikçe de daha çok sığındığım bir liman oldu benim için. Tabii bu noktada zorunlu yalnızlık durumunun kesinlikle zor olacağını düşündüğümü de not düşmeliyim. Zira şu an sözünü ettiğim keyfi yalnızlık, hani gürültüden vb durumlardan yenik düştüğünde biraz kafanı aslında kendini dinlemek istediğin zamanlar. Dediğim gibi kendi başıma kalmak, tek başıma vakit geçirmek, gezmek, yola çıkmak en basiti alışveriş yapmak bile sevdiğim şeylerdir hep. Kendimle kalıp "canım ya neyin var, ne düşünüyorsun, ne hissediyorsun?" diye kendi kendime sormak bi' bakıma, çünkü buna ihtiyaç duyuyorum sanırım. Tamam şimdi böyle yazınca biraz garip oldu ama var yani böyle bir durum:) 


"Yalnızlığım benim sidikli kontesim" 
Şairin "Yalnızlığım benim çoğul türkülerim / Ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi" dizelerini daha iyi anladığım ve sevdiğim bir yaştayım belki de. Çünkü yalnızlık olayında yaşın geçtikçe yorulmuş olmanın ya da kendimizi ne kadar korumaya çalışsak da maruz kaldığımız gürültülerin (bunun içine sosyal medyayı yani hepimizin bir çok şeyi abartarak yaşama ve paylaşma çılgınlığını, herkesin her şeyin en iyisini bilmesini, en çok kendisini önemsemesini, her şeyin en, en mükemmelini kendisinin hak ettiğini düşünmesini vs ekleyebilirsiniz) etkisi de fazlasıyla mevcut. O nedenle bu aralar aile bireylerinin erken tatilleri sebebiyle yaşadığım yalnızlığı fazlasıyla fırsata çevirdiğimi, bu durumdan bildiğiniz keyif aldığımı söyleyebilirim. Geçen akşam tek başıma çay demledim, bi' şeyler dinleyip kendimce bi' şeyler karaladım falan. Allah'ım o nasıl bi' mutluluk! Belki kulağa çok saçma geliyor ama ruhumun ihtiyacı varmış resmen buna. Hani eskilerde "boş zamanlarınızda neler yaparsınız?" diye boş bir soru vardı; karşılığı genelde kitap okurum, film izlerim, müzik dinlerim diye ezber cümleler olan. Yok arkadaş, bu sayılan eylemler ve daha birçoğu bildiğin "ruhumu doyurmak" için yaptığım şeyler, bunlara "boş zaman" aktivitesi gözüyle bakmak büyük saçmalık, hem boş zaman da ne saçma bi' tanım öyle. Neyse çok sinir yapmayım şimdi :) 

Yani demem o ki, keyfi yalnızlık yani zaman zaman bilerek uzakta durmak iyidir, insanı kendine getirir. Tabii başta aile olmak üzere yüzümüzü güldüren dostlarımız, keyif aldığımız sohbetlerimiz de eksik olmasın elbette ;) 



Nedense yalnızlık deyince bu şarkı geldi aklıma, yalnızlığın mehtaplı gecelerle bir ilgisi varsa 
demek ki.. 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder